KANSER TEŞHİSİ İLE GÖĞÜSLERİ ALINDI, KANSER OLMADIĞI ORTAYA ÇIKTI
Kocaeli’de ileri evre meme kanseri olduğu gerekçesiyle göğüsleri alınan, ancak kanser olmadığı anlaşılan 51 yaşındaki Çiğdem Kışlalı 6 yıldır hukuk mücadelesi veriyor.
Sakarya’da yaşayan 2 çocuk annesi Çiğdem Kışlalı, Ekim 2017’de, göğsünde kitle hissedip Kocaeli’deki özel bir hastaneye başvurdu.
Hastanenin genel cerrahi bölümünde yapılan test ve tetkiklerinden sonra Kışlalı’ya, iddiaya göre, doktor, ‘5’inci evre meme kanserisin. Kanser kötü boyutta, 1 gün içinde bile yayılabilir, acil ameliyat olman lazım’ dedi.
Çiğdem Kışlalı, farklı tarihlerde 3 operasyon geçirip, toplam 20 saat ameliyatta kaldı. Göğüsleri alınan Kışlalı, ameliyat sonrası kendisine kemoterapi ve ilaç tedavisi verilmeyince durumdan şüphelenip ameliyattan aylar sonra patoloji sonucuna ulaştı.
Aynı özel hastanenin patoloji kliniğinden çıkan sonucu inceleyen Kışlalı, ameliyatta göğsünden alınan parçalarda yapılan incelemede, kanser hücresine rastlanmadığının tespit edildiğini öğrendi.
Hastaneye 50 bin TL’nin üzerinde ücret ödeyen Kışlalı, ellerindeki rapor ve belgelerle savcılığa gidip doktor ve hastane yöneticilerinden şikayetçi oldu. Soruşturmanın ardından doktor ve hastane hakkında dava açıldı.
Kışlalı, 6 yıldır süren mahkeme sürecinde, dosyanın defalarca bilirkişilere gidip gelmesine rağmen karar çıkmadığını, davanın bir an önce sonuçlanmasını istediğini belirtti. Çiğdem Kışlalı yaşadıklarını şu sözlerle anlattı:
‘Bu sürecin nasıl başladığını artık ben de unuttum. Şu elimdeki kağıt, 13’üncü celse ve yine hüsran. Ben artık ne zaman, hangi yılda, ne istediler, ne yaptık? Bunları karıştırıyorum. Benim bildiğim tek şey, ben mememdeki kitle için doktora gidiyorum.
Bana, ‘Acilen ameliyat olman lazım. 1 gün içerisinde de bütün vücudunu sarabilir, 1 yıl içerisinde de’ deyip, 2 doktor beni paniğe soktular. Mesainin bitmesine yakınken ben hastaneden koştura koştura açık renkli MR çekilen yerler buldum.
MR çekip getirdikten sonra kanser olduğumu söylediler. Ben 1 gün içerisinde bütün aile meclisini toplayıp karar verdim. Çünkü panik olduk. Ben hayatımda ilk defa doktora gittim ve bana, ‘1 gün içinde vücudunu sarabilir’ dediler.
Benim en büyük hatam başka hastanelere, başka doktorlara gitmemek oldu. Özel bir hastaneye gittiğim ve hoca olarak bilinen doktorlar kontrol ettiği için hiç şüphe duymadım’.
Geçirdiği ameliyatlardan bahseden Kışlalı, şunları aktardı:
‘Ben 3 ameliyat oldum. 9 saatlik ameliyat, 6 saatlik ameliyat ve 5 saatlik ameliyat. Bu, artık bende meme olarak görmediğim için bir obje. Silikonları takıp koydular. Yani benim isteğim dışı olan bir şey. Meme dokumu kazıyıp benden yağ almışlar, meme yapmışlar.
Benim bu ameliyatla ilgili en ufak bir bilgim yok. Ailemin de bir bilgisi yok. Sadece, ‘Ameliyata gireceğiz, kitleyi alacağız. Eğer sardıysa memeyi alacağız’ dediler. Benim bildiğim şey bu. Ama ikinci ameliyatta bu silikonları koyduklarında, sağ kol altı lenf başlarımı almışlar. Ben sağ kolumu kaldıramıyorum.
Ben tenis antrenörüydüm ve benim bütün meslek hayatım bitti. Yani ben bununla para kazanıyordum. O kolum kalkmıyor. Lenf başlarımın alındığına dair bilgiyi ikinci ameliyatta, ameliyattan çıkınca söylediler. ‘Lenf başlarınızı aldık, ucunda kanser kitlesi yok’ dediler ama bizim bilgimiz yok’.
Hayatının alt üst olduğunu ifade eden Kışlalı, ‘Ben bu ameliyatı olduğumda 45- 46 yaşındaydım. Şu an ben sürekli bol giyiniyorum. Göründüğü gibi değil. Bu bilirkişiye görüntüleri de gönderildi. Artık çocuklarımdan utanmasam herkese göstereceğim. Silikonlu bir meme değil. O zamanlar evliydim. Tabii ki bütün hormonal dengem altüst olduğu için ama görsellik, ama duygusallık, ruhsallık olarak sıkıntılarımız oldu. Bu yüzden benim boşanma sebeplerimden birisi oldu’ dedi.
Üç ayda bir duruşmalara geldiğini kaydeden Çiğdem Kışlalı, dava süreciyle ilgili ise şunları anlattı:
‘Bu 13’üncü duruşma oldu. Yani 6 seneden beri devam ediyor. Ben geliyorum, avukatlarım geliyor. İfademizi veriyoruz ya da talepte bulunuyoruz. Bilirkişiye gidiyor. Adli Tıp’a, bilirkişiye gitti. Oradan gelen rapor, çok ilginç bir şey. Onlar, ‘Raporda imzalı bir belgesi olmadığı için davacının biz bir şeye karar veremiyoruz. Hakim karar versin’ diyorlar. Yani ellerinde hiçbir şey yok.
Mesela şahit çağırıyorlar, 13 celse oldu bir tane bile şahit gelmedi. Şahit yok. Benim imzalı belgelerim yok. ‘Ben kendi isteğimle ameliyat olmak istiyorum, memelerimi aldırmak istiyorum’ diye bir belge imzalamamışım. Hiçbir şey yok ellerinde.
Hastanenin onkoloji bölümü başkanına gidip, ‘Ben kanser olmadığım halde beni sizin doktorlarınız ameliyat etti’ dediğimde, bana bölüm başkanı, ‘Kanserden ameliyat olsanız benim servisime yatarsınız. Yani nasıl oldu? Benim haberim yokken bu ameliyat nasıl oldu?’ dedi.
Şimdi hakim dosyayı yeniden bilirkişiye yolladı. Bunun için yeniden 2 bin 500 TL yatırmam gerekiyor. Ben zaten hem maddi hem de manevi tazminat alabilmek için, yeniden ameliyat olabilmek için bu davayı sürdürüyorum. İlerleyen celselerde artık bitmesini istiyorum’.
UYARI: Yayınlanan haber, yazı ve fotoğrafların tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilse dahi haber, yazı ve fotoğraflar özel izin alınmadan kullanılamaz.
BİZİ FACEBOOK SAYFAMIZDAN TAKİP EDİNİZ. TIKLA VE TAKİP ET