EN İYİ DOST KİTAP OKURUNDAN OLUR
J.D. Salinger, Çavdar Tarlasında Çocuklar romanında bir kitabı bitirdiğinizde yazarının her istediğinizde arayabileceğiniz yakın bir arkadaşınız olmasını isteyeceğinizi söylüyordu. Bir başka deyişle, okumanın dostlukla bir ilişkisi olduğunu vurguluyordu.
James Baldwin’in ünlü cümlelerinde olduğu gibi, “Kendi acınızın ve hayal kırıklıklarınızın dünya tarihinde daha önce var olmadığını düşünürsünüz, sonra okursunuz.” Baldwin okumanın kendi deneyimimizden çıkıp empati yapabilme gücüne de işaret ediyordu. Uzmanlar da bunu söylüyor: En iyi dost okurdan olur.
Kronos’tan Rüya Karlıova yazısında, Erin Barnett’in Electric Literature’daki makalesinde, okuma ediminin empati ile ilişkisini kanıtlayan pek çok çalışma yapıldığını vurguluyor son yıllarda. Buffalo Üniversitesi’nden sosyal psikoloji profesörü Melanie Green’in kitaplarda kaybolmanın toplumsal ilişkilerimizi nasıl etkilediği konusunda yaptığı araştırmaya göre kitaplarda kaybolabilme özelliğimiz gerçek hayatta da insanların hikâyelerini nasıl anladığımızı, yorumladığımızı ve nasıl empati kurduğumuzu etkiliyor.
Empati ve okuma arasındaki bağ
Green’ın ulaştığı bu sonucu destekleyen pek çok çalışma da var. Utrecht Üniversitesi’nden Jatèmeljan Hakemulder de “The Moral Laboratory” adıyla yayımlanan çalışmasında empati ve okuma arasındaki bağlantıyı araştırıyordu. 2011 yılında Raymond Marr beynin, hikâyeleri okuduğumuzda anlamamızı sağlayan bölümlerinin başkalarının ruhsal durumlarını anlamamızı sağlayan bölümlerle aynı olduğunu ortaya koyan bir araştırma yayımladı.
2013’te APA Journal’da yayımlanan bir makalede de ampirik kanıtlara dayandırılarak şu sonuca varılıyordu: Sadece okumak ile sosyal kavrama arasında değil, okuma ile empati arasında da doğrudan bir bağ var.
Okumak ‘prososyal hareketler’e yönlendiriyor
Hikâye okumak bizi, bilim adamlarının tabiriyle “prososyal hareketlere” yönlendiriyor örneğin gönüllülük, işbirliği, paylaşma ve topluma katkıda bulunma gibi. Diğer bir deyişle, okumak kendimize ve başkalarına daha iyi davranmamızı sağlıyor.
Okurken sosyal deneyler yapıp sonuçlarını görme şansımız olduğu gibi, Profesör Keith Oatley’e göre, okumak daha sonra hayata geçireceğimiz toplumsal davranışları önce taklit etmemizi de sağlıyor. Oatley’in araştırmasına katılanlar okuma ediminin ardından duygularının daha yoğun olduğunu ve önemli davranışsal değişiklikler gösterdiklerini söylemişler.
Okumanın daha uzun yaşama, endişenin azalması gibi yararları daha önce araştırmalarda kanıtlanmıştı. Son yıllardaki araştırmalar da gösteriyor ki okumak bizi aynı zamanda daha iyi dostlara da dönüştürüyor.
BİZİ DESTEKLEYİN
UYARI: Yayınlanan haber, yazı ve fotoğrafların tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilse dahi haber, yazı ve fotoğraflar özel izin alınmadan kullanılamaz.
BİZİ FACEBOOK SAYFAMIZDAN TAKİP EDİNİZ. TIKLA VE TAKİP ET