Home»Bulgaristan»MERKEL NİÇİN SOFYA’YA GELİYOR?

MERKEL NİÇİN SOFYA’YA GELİYOR?

Merkel, halihazırda gırtlağına kadar sorunlar içine batmış durumda, bu yüzden kendisinin Sofya ziyareti (20 Ocak) sadece nezaket icabı olmasa gerek. Bu ziyaretin göze çarpan ve tahmini hedefleri nelerdir?

İşte Deutsche Welle’den Aleksandır Andreev’in yorumu:

Yılın başında Bulgaristan Avrupa Birliği Konseyi’nin Dönem Başkanlığını devraldı. Dolayısıyla, Almanya’nın şansölyesi doğal olarak Bulgaristan’ın başkentine gidiyor ki, bu dönem başkanlığının öncelikleri nelerdir ve AB için gayet gergin sayılan bir zaman diliminde Boyko Borisov hükümeti koordinatör ve arabulucu rolünü nasıl oynamayı düşünüyor, bunları ilk ağızdan öğrenebilsin diye. Ziyaretin resmi açıklaması kısaca bu şekilde yapılmış. Bu ziyaret Borisov’un daveti üzerine gerçekleşiyor, Borisov için ise Angela Merkel’in gelişi bir jest olarak büyük anlam taşıyor, hem bizzat kendisi için hem de ülke için.

Merkel, Sofya’yı Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ile görüşmesinin hemen ardından ve Berlin’de geniş tabanlı hükümet kurmaya yönelik girişimlerin zirvede bulunduğu bir dönemde ziyaret ediyor. Diğer bir değişle halihazırda Merkel’in yeterince işi gücü var hatta gırtlağına kadar sorunlara batmış bile diyebiliriz. Yani Merkel’in bu ziyareti, sıradaki dönem başkanı ülkenin başkentine yapılan protokol bir ziyaret değil sadece. Ve kendisinin Doğu Avrupa’da en büyük sevenine yönelik yalnızca bir incelik ifadesi olduğu da söylenemez. Elbette ki böyle bir durum söz konusu fakat, şansölyenin seyahat valizinde Avrupai sorunlar daha büyük yer kaplıyor. Merkel, yıllardan beri kendisini sarsan ağır krizler ile başa çıkabilmesi için Avrupa Birliği’ne yardımcı olmak maksadıyla siyaset sahnesinde kaldı daha ziyade. Ve Sofya’da Bulgaristanlı ev sahipleriyle tam da bu konuları yani, Brexit, göçmenler ve mülteciler, terörle mücadele, Batı ile Doğu Avrupa arasındaki ayrışma, AB’nin yufkalan bütçesi gibi mevzuları ele alacağını tahmin etmek için kahin olmaya gerek yok.

Sofya, AB-Türkiye arasında arabulucu mu?

Fakat Merkel’in gündeminde kesinlikle bir madde daha mevcut: Bulgaristan’ın Balkanlar’daki komşuları. Lakin Bulgaristan’ın dönem başkanlığı sürecinde AB ile yakınlaştırmayı kilit hedeflerinden saydığı yalnızca Batı Balkanlar değil. Çarşamba günü diplomatik kaynaklardan sızan bilgiye göre, Sofya’da AB-Türkiye zirvesi düzenlenebileceği öne sürüldü. Avrupa Komisyonu yarım ağızla bu haberi reddeti dolayısıyla bu, böyle bir zirve için ve ilişkilerin düzeltilmesi için tüm hızla çalışıldığı anlamına geliyor. Kaldı ki, Sofya hem yer olarak hem de arabulucu olarak gayet münasip sayılır. Halihazırda, donma noktasına varan Almanya-Türkiye ilişkilerinde belli bir hareketlenme ve ısınma gözlemleniyor. Berlin’den, Ankara’dan ve hatta Brüksel’den bile AB ile Türkiye “galaksilerinin geçişmesi”nin durdurulabileceğine ve gözden geçirilebileceğine yönelik yeniden olumlu sinyaller geliyor.

Avrupalılar ile Türklerin şu durumda birbirilerine büyük ihtiyaç duyduklarını söylemeye acaba gerek var mı. AB, mülteci ve göçmen sorununda Türkiye’ye güvenirken, Türkiye için ise Avrupa ile ekonomik ilişkiler hayati önem arzediyor. Her iki ülke de terör ile mücadelede yani, hem Orta Doğu’daki IŞİD’din kalıntılarına karşı hem de Avrupa’daki cihadizme karşı işbirliği yapmak istiyor. Ayrıca, onaylanmamış olan bilgilere göre, Bulgaristan’ın kendi dönem başkanlığında Türkiye’nin Avrupai geleceği ile angaje olmayıp, Batı Balkanları öne çıkarması Erdoğan’ın hiç hoşuna gitmemiş. Bu durum göz önünde bulundurulduğunda yaklaşık iki ay sonra yayınlanacak olan AB üyeliğine aday ülkelere yönelik ilerleme raporlarının yayınlanmasından önce Avrupa Birliği ile Türkiye dahil bir grup Balkan ülkeleri arasında görüşme seçenekleri üzerinde düşünmek mantıklı bir yaklaşım.

Bulgaristan için mükemmel bir fırsat

Acaba Bulgaristan böyle bir sürecin merkezine oturtulabilir mi? Angela Merkel’in Sofya’da bu konuya yönelik elde bir bulundurması mümkün. Haddizatında Avrupa’nın yeni tarihine adını iyilik ile yazdırması için Bulgaristan için bu mükemmel bir fırsat. Şayet bir “Sofya zirvesi”nde Türkiye ve Batı Balkanlar ile ilişkilerin düzeltilmesine, mülteci politikasında ve AB’nin Güney Avrupa’ya doğru genişlemesine yönelik temel kararlar alınırsa, Sofya da Lizbon, Kopenhag ya da Şengen gibi bir sıfat niteliğinde tarihe geçecek.

BİZİ DESTEKLEYİN

UYARI: Yayınlanan haber, yazı ve fotoğrafların tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilse dahi haber, yazı ve fotoğraflar özel izin alınmadan kullanılamaz.

BİZİ FACEBOOK SAYFAMIZDAN TAKİP EDİNİZ. TIKLA VE TAKİP ET