BULGARİSTAN’DAKİ OSMANLI ARŞİV BELGELERİNİ HURDAYA ÇEVİRMEKTEN KİM KURTARDI?
![](https://bakis.bg/wp-content/uploads/2018/05/arsiv11-a-750x375.jpg)
Yakın geçmişte vefat eden Osmanlıca uzmanı tarihçi Prof. Vera Mutafçieva, Türkiye’nin 1931’de hurda kağıt niyetine satılan Osmanlıca belgeleri Bulgaristan hükümeti tarafından değil, başkent Sofya yakınlarındaki Kostenets kasabasında faaliyet gösteren İsviçreli Srnee Berger kağıt fabrikası tarafından kağıt hamuru yapılmak üzere satın alındığını söylüyor. Dimitır Gadjanov ise, Türk yetkililerin 30 ton ağırlığındaki bu arşive 75 milyon leva değer biçtiklerini belirtiyor.
Yasal yollardan satın alınan 2 vagon Osmanlı arşiv belgeleri hakkında gazetelerde çıkan haberler üzerine, Bulgaristan’ın İstanbul Başkonsolosluğu’nda görev yapan Panço Dorev’in Bulgar makamlarına haber verdiği belirtiliyor. Vakit gazetesi, 30 Mayıs 1931 tarihli sayısında, evrakların Bulgaristan’a hurda kağıdı fiyatına satılmasının bir komplo olabileceğini ve bu işte daha önce İstabul’daki Osmanlı arşivlerinde incelemer yapan Panço Dorev’in etkisinin olabileceğini öne sürüyor.
Bu iddilara karşı Vakit gazetesine gönderdiği mektupta Dorev, Hazine-i Evrak’ta yaptığı incelemenin daha sonra Sofya’da yayınlanan Zora gazetesinde neşredildiğini, incelemenin Başvekil İsmet İnönü’nün bizzat izniyle yapıldığını aktarıyor. Dorev, “Gazetedeki neşriyat, aynı zamanda Bulgaristan’da yaşayan bir milyona yakın Türk vatandaşımızı da sevindirecek milli hislerinin kuvvetlenmesine ve memleketteki içtimai mevkilerinin yükselmesine de yardımcı oldu” sözleriyle, iddilarının asılsız olduğunu anlatmaya çalışıyor.
Prof. Cengiz Hakov: Dorev ile Atatürk birer dost idi
![](https://bakis.bg/wp-content/uploads/2018/05/arsiv12-b-b-300x150.jpg)
Türkiye’nin Cumhuriyet Tarihi uzmanı Prof. Dr. Cengiz Hakov, 1929-1931 yılları arasında İstanbul’da gerçekleştirilen eski Osmanlı evraklarının temizlenmesi ve Bulgaristan’a gönderilmesiyle ilgili belgeye ışık tutuyor.
Hakov, Mustafa Kemal’in Birinci Dünya Savaşı öncesi Sofya’daki ateşemiliter olarak görev yaptığı dönemde mebus (milletvekili) Panço Dorev ile dostluk kurduğunu ve kendisinin Selanikli Mustafa Kemal’i bir hemşehrisi olarak kabul ettiğini belirtiyor.
Hakov, Galatasaray Lisesi mezunu olan Makedon asıllı ve Manastır doğumlu Panço Dorev’in, bu yakınlık sayesinde daha sonraki yıllarda İstanbul’daki arşivde inceleme yaptığını ve Bulgaristan adına çok önemli bilgiler elde ettiğini öne sürüyor. 1912 ile 1914 arasında Dorev’in, İstanbul’da Bulgaristan Başkonsolosluğu’nda müsteşar olarak çalıştığını ifade eden Hakov, “1929’dan sonra başlatılan evrak temizleme işleminde, eski evraklar hurda kağıdı fiyatına pazara çıkarılıyor ve Panço Dorev, Bulgaristan için bunlar arasında değerli bilgilerin yer aldığını fark ediyor. Sofya’ya haber veriyor ve satın alınan evraklar Kostenets ve Knyajevo kağıt fabrikalarına gitmeden önce demiryolu istasyonundan alınıyor ve atılacak olan başka kağıtlarla takas yapılıyor“ sözlerine yer veriyor.
1928’de Türkiye’de harf devrimi yapılıyor. Arapça alfabeden Latin alfabesine geçiliyor. Türkiye’nin eskiyle ilişkilerini koparma adımlarını sezen Bulgar yöneticiler, Bulgar tarihi için eşsiz kaynak olan Osmanlı arşiv belgelerini incelemek üzere İstanbul’a bir Osmanlıca uzmanı göndermeye karar veriyor.
Dorev’in Sokolov’a gönderdiği mektuplar
Sofya’da, Merkez Devlet Arşivi’nde dönemin Ticaret Bakanlığı Birinci Kalem Müdürü Georgi Sokolov’un Panço Dorev ile yazışmaları muhafaza ediliyor. Sokolov, İstanbul’da bir uzmanın araştırma yapma fikri bakanlık düzeyinde yapılan müzakereler sonucu gerçeklik kazanıyor.
Bunun için Panço Dorev görevlendiriliyor. Dorev’in İstanbul’dan Sokolov’a gönderdiği ve arşivde bulunan 17 mektupta, Bulgaristan topraklarıyla ilgili bulduğu arşiv belgelerini dile getiriyor. Bu mektuplar Dorev’in Nisan-Ağustos 1929 yılı dönemini kapsıyor. Türkiye’de harf değişiminin etkisini gören Dorev, mektuplarında arşivi incelemek adına gösterdiği seri çalışmayla birlikte “10 yıla kadar Türkiye’de eski dokümanları okuyacak ve anlayacak insan kalmayacak” tespitini yapıyor.
Dorev, 1878 yılında Bitolya (Manastır) yakınlarında doğdu. İstanbul’da hukuk mezunu olup, 1908’den sonra Osmanlı meclisine mebus eçildi.
1929 ve 1930 yılında Hazine-i Evrak’ta bizzat Başbakan İsmet İnönü’nün izniyle incelemer yapan Dorev, devlet arşivini uçsuz bucaksız bir kuyu olarak değerlendiriyor. 1860 yılından sonra arşivin tasnif edilip düzenlendiğini, kalan bölümünün ya kısmen çürümeye yüz tuttuğunu ya da karışık halde olduğunu belirten Dorev, İstanbul’da kaldığı süre zarfında mütevazı bir hayat yaşayarak devlet parasını israf etmek istemediğini anlatıyor ve Bulgaristan adına önemli gördüğü evrakları satın aldığının altını çiziyor. Araştırmalara devam etmek için bakanlığa gönderdiği mektupta 50 bin leva talep ediyor.
Haziran 1929’un ilk haftasında Hazine-i Evrak’ta incelemelere başlayan Dorev, saat 8 ila 5 arasında arşivde, daha sonra ise farklı kırtasiye ve sahaflarda dolaştığını anlatıyor. İlk haftasında Niş’in nüfusunun 1850 yılında Bulgar olduğunu, Vidin ahalisinin ekonomik durumunu gösteren evraklar gibi farklı konuları içeren belgelere rastlıyor.
![](https://bakis.bg/wp-content/uploads/2018/05/arsiv9-b-300x218.jpg)
“Bu iş gerçekten bize çağ atlatacak” sözlerini aktaran Panço Dorev, Ekzarh Yosif’in seçilmesi ile ilgili belge bulduğunu itiraf ederken, sadece bunun kendi başına 10 bin leva değerinde olduğunu bildiriyor. Bilim adamı, arşivin incelenmesinin yıllar alacağını söylerken, birçok evrakın tamamen kaybolmasından endişe duyduğunu ifade ediyor.
21 Haziran 1929 tarihli mektubunda ise şu ifadelere yer veriyor: “Beklentilerimizin çok üstünde büyük bir kazanım ile övünebilirim. Son asırda tarihimizdeki tüm sorunlu konular, bir bir gözümün önünden geçiyor ve geçmişimize yeni ışık tutuyor.”
Tuna Vilayeti’nin tanzimi, demiryolu inşası ve maden ocakları için yapılan ihaleler gibi konuları işlediğini aktaran Dorev, 1500 leva değerinde olan Evliya Çelebi’nin Seyehatnamesi’ni alamadığının üzüntüsünü paylaşıyor.
1930 yılında Panço Dorev, iki ay kadar Osmanlı Arşiv’inde araştırmalar yapıyor. Türk arşivlerinin önemini ve bu konuda yaptığı çalışmaları, görevini başarıyla tamamladığını Bulgaristan Başbakanı’na 21 Kasım 1930 tarihli raporunda bildiriyor. Dorev, bundan sonra sicil defterlerinde araştırma yapıp gerekli bilgileri aktarmak şartıyla Ahmet Refik Bey ile 40 bin leva ücret karşılığında anlaşma yaptığını aktarıyor.
Dorev, sonuç olarak elinde çoğaltma yoluyla elde edilen ve her biri 20-30 sayfalık olan 75 defter bulunduğunu ve bunların Bulgar tarihi için orijinal kaynak sayıldığına vurgu yapıyor. Dorev’in topladığı kaynaklar, 1940 yılında “1564-1872 Dönemi Türk Arşivi’nde Belgeler” başlığıyla kitap olarak yayınlandı.
Beynur Süleyman
BİZİ DESTEKLEYİN
UYARI: Yayınlanan haber, yazı ve fotoğrafların tüm hakları saklıdır. Kaynak gösterilse dahi haber, yazı ve fotoğraflar özel izin alınmadan kullanılamaz.
BİZİ FACEBOOK SAYFAMIZDAN TAKİP EDİNİZ. TIKLA VE TAKİP ET